-
1 hayat
hayat1 <- tı> Leben n (a = Lebewesen);hayat adamı Lebenskünstler m;hayat arkadaşı Lebensgefährte m, -gefährtin f;hayat dolu lebenslustig;hayat düzeyi Lebensstandard m;(parlak bir) hayat geçirmek (ein glänzendes) Leben führen;hayat kadını Prostituierte f;hayat memat meselesi eine Frage auf Leben und Tod;hayat mücadelesi Kampf m ums Dasein;hayat pahalılığı Teuerung f;hayat sigortası Lebensversicherung f;… bir hayat sürmek ein … Leben führen;hayat şartları Lebensbedingungen f/pl;-e hayat vermek beleben (A);hayata atılmak ins Leben treten;hayata küsmek mit dem Leben nicht zurechtkommen;-in hayatı kaymak fam ruiniert werden;-e hayatını borçlu olmak jemandem sein Leben ( oder seinen Lebensunterhalt) verdanken;hayatını kazanmak seinen Lebensunterhalt verdienen;hayatta olmak am Leben sein, (noch) leben;özel hayat Privatleben nhayat2 <- tı> Vordach n; Vorgarten m; überdachte(r) Vorraum
См. также в других словарях:
hayata küsmek — bezgin, kötümser olmak, yaşama isteğini yitirmek Adi günlerde size öyle gelir ki bunlar hayata küsmüş insanlardır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F … Çağatay Osmanlı Sözlük